KİM ŞİŞMAN?
‘Tencereyi harlı ateşe koyma. Acele pişen yemekten hayır gelmez.’
11-12-2017
Okunma: 764
Birçok tanım yapabiliriz. Vücut ağırlığının arzu edilenden daha fazla olmasıdır diyebiliriz ya da bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artmasıdır. Ancak şişmanlığın kabul edilen formülü şöyle: Kilomuzu boy uzunluğumuzun karesine bölersek ortaya çıkan rakam bizi sonuca götürür. (kg/m2). Sağlıklı oran 20-25 arasıdır.
Eğer 20’nin altında ise zayıf,
25-30 arasında ise hafif ŞİŞMAN,
30’un üzerinde ise ŞİŞMAN ve
40’ın üzerinde ise acilen tedaviye ihtiyaç vardır.
Yine bel çevrenize göre şişmanlığı sınıflandırırsak erkekte 94 cm. kadında 80 cm. üzerinde iseniz hafif ŞİŞMAN; erkekte 102 cm. kadında 88 cm. üzerinde iseniz ŞİŞMAN-OBEZ olarak değerlendirilirsiniz ki bu korkulacak bir sonuçtur. Çünkü ŞİŞMANLIK hiçte MASUM bir durum DEĞİL!
ŞİŞMANLIĞIN ZARARLARI
En fazla ne olabilir ki dediğinizi duyar gibiyim. Hemen söyleyelim neler olabileceğini: hipertansiyon, koroner kalp hastalığı, hiperlipidemi dediğimiz aşırı yağlanma, TİP 2 diyabet ve bunların birkaçının birlikteliği ile metabolik sendrom hastalığı. Sadece bunlar da değil; bazı kanser türleri (meme ve endometri), eklem ve safra kesesi hastalıkları ve solunum güçlüğüne neden olur.
Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre obezite tip2 diyabetin %80’inden, koroner kalp hastalığının %35’inden ve hipertansiyonun %55’inden sorumludur ve her yıl 1 MİLYON dan fazla ölüme neden olmaktadır.
NEDEN ŞİŞMANLIYORUZ PEKİ ?
En önemli sebep enerji alımımız ve harcamamızdaki dengesizliktir. Yani çok yiyoruz az hareket ediyoruz. Enerji alımındaki fazlalığın sebebi çok yağlı ve şekerli besinleri tercih etmemizdir. Bir de buna gelişen teknolojinin nimetlerini ekleyip her şeyi bir düğmeye basarak yapmak, on dakika mesafeye araç kullanmak, her fırsatta asansör kullanmak gibi durumlar eklenince son kaçınılmaz oluyor.
Popüler diyetler, geçici perhizler… Şişman bireyler belirli aralıklar ile zayıflama amacıyla bu yöntemlere başvururlar. Nitekim kısmen başarıya ulaştıklarını da düşünürler. Ancak daha sonra eski yeme düzenine dönülür ve kaybedilen kilodan çok daha fazlası kazanılır ki bu kilolar ağırlık kaybını daha da zorlaştırırlar.
Diyet reçetesi ilaç reçetesine benzer. Kişinin kan değerleri esas alınarak diyetinin niteliği, yeme zamanı ve sıklığı belirlenir. Kişinin yaşına, cinsiyetine ve aktivite durumuna göre enerji ve besin öğeleri, sıvı alım miktarı diyetine yazılır. Demem o ki:
Ayşe teyzeciğim sana verilen diyet programı ile komşun Fatma teyzeye verilen diyet programı aynı ise bil ki bir yer de bir problem var!
NE YAPMALI ?
Yaşam biçimimizde ve davranışlarımızda değişikliğe gidip fiziksel aktiviteyi arttıracağız.
Yemek yemeği önemseyelim, belli bir yerde yiyelim.
Dikkatimizi dağıtacak televizyon, bilgisayar, gazete ve radyoyu sofradan uzak tutalım.
Rafineri değil doğal gıdalar tercih edelim.
Alışverişe tok karınla ve alacaklarımızın listesi ile çıkalım.
Çevreni yememen gereken yiyecekleri ikram etmemeleri konusunda uyar.
Evde enerji yoğunluğu yüksek (tatlılar vb..) gıdalar bulundurma.
Yavaş ye, lokmaları küçült, yavaş ve iyi çiğne.
Tabaktaki yemeğin yağlı kısmını yeme.
Yememen gereken herhangi bir yiyeceği çok istiyorsan ye fakat yürüyüş veya başka bir aktivite ile dengele.
Mevlana der ki: ‘Tencereyi harlı ateşe koyma. Acele pişen yemekten hayır gelmez.’
Kendinize iyi davranın sağlıcakla kalın…
- HASTA KABULÜ İÇİN İMZALAR ATILDI
- GEBELİKTE BİLİNÇSİZ İLAÇ KULLANIMI ANNE VE BEBEK SAĞLIĞI ÜZERİNDE CİDDİ SORUNLARA NEDEN OLABİLİR
- SAĞLIKLI BİR YAŞLANMA İÇİN HAREKET ET
- İLAÇ SIKINTISI DEVAM EDİYOR
- SOĞUK HAVALRDA BEL FITIĞI OLMAYIN
- Maydanozun sağlığımız üzerinde 7 güçlü etkisi
- Medicalpark, Türkiye'de Bir İlki Gerçekleştirdi
- Akciğerde oluşan önemli hastalıklar
Makaleler
Hava Durumu